Ergenlik azgınlığından mustarip olmuş uçan kuşa yarak kaldıran biriyim, bunu inkar etmiyorum. Fakat arkadaşımın dul kalmış annesini mutlu ettim derken de kendimi son derece keyifli hissediyorum. Her şeye kalkan sikim ilk defa birini huzura kavuşturdu gibi düşünüyorum. Umarım burada yazdıklarımı da arkadaşım okumaz dire bu sefer de o beni huzura kavuşturur ? Duyarsa da duygun ne yapayım, tersine bana minnet duyması gerekir. Sinirlerini aldım kadının, resmen hafifledi yahu. Herkese gülümser, pozitif enerji saçar oldu. Bakalım belki bu ensest hikayeler için ikinci bölüm de çıkar. Henüz manasıyla tatmin olmuş değilim…
Liseyi bitirmiş, ilk girdiğim üniversite sınavını maalesef kazanamamıştım. Yani puanımın tuttuğu bölümler vardı elbette ama saçma sapan okular olduğu için üzerinde bile durmadan seneye yine girerim dedim. En yakın arkadaşlarımdan olan Göktuğ ise tekte kazanmış, İstanbul’a yerleşmişti. Gitmeden önce de Samsun’da geride bıraktığı annesini bana emanet etmişti. Hiç unutmuyorum ‘knk annem sana emanet, sık sık yanına git, ihtiyacı olursa yardımcı ol’ demişti. Bunları söylüyordu çünkü başka emanet edebileceği kimsesi yoktu. Babasını iş kazasında yıllar önce kaybetmişti. Hatta o dönemler en yakın destekçilerinden biri ben olmuş, öyle samimi olmuştuk. Dul kalan annesi zaten o günden sonra kendini pek toparlayamamıştı. Şirketin de yaşanan kazada suçu olduğundan sus payı olarak bir ev bir de Göktuğ’un eğitim masraflarını üstlenmişlerdi. Birkaç ay sonra da annesi kuaförde işe girip çalışmaya başlayıp hayatlarına devam etmek zorunda kalmışlardı. Bazen bizim evde bazen de onların evinde buluşuyorduk. Babası da olmadığından onların evinde vakit geçirmek ister istemez daha rahat oluyordu.
Göktuğ’un Annesi Nergis Teyze Seks Hikayesi
Nergis teyze diyorum ama yaşı daha 39’du ve açıkçası yaşını da pek göstermiyordu. Her ne kadar eskisi gibi kendine bakmıyor oluşundan mütevellit yağlanmış olsa da hala birçok kadını cebinden çıkaracak seksiliğe sahipti. Ben de neticede ergendim, onu gördüğümde sikmeyi yer yer düşünmeden edemiyordum. Saçları kestane rengindeydi. Beline kadar uzanırdı ki o görüntüsüyle beni aşırı tahrik ederdi. Fakat sonrasında saçlarını kestirmiş, omuz başına gelir olmuştu. Bu haliyle de seksi görünmeyi başarıyordu gerçi. Neticede bir evlat yetiştirmişti. Memeleri hafiften sarkmıştı. Hatta bir keresinde sutyensizdi, meme uçları o kadar belirginleşmişti ki tuvalete gidip hızlıca asılmaktan kendimi alıkoyamadım. En çok domaldığında arkasına geçip saldırasım geliyordu. Kocasının vefatından sonra önce biraz daha zayıflamış daha sonra da yemeğe vermişti kendini. Sürekli börekti, çörekti derken yağlandı. Giydiği kıyafetler iyice dar gelmeye başlamıştı. Eşofmanın atlından belirgince görünen külot izi karşısında ayakta boşalacak seviyeye getirirdi. Elbette bütün bunları ne Göktuğ’a ne de annesine belli ederdim. Hatta beni de çok severdi, zor zamanında oğlunun yanında oldum, hayatına devam ettirdim diye.
Bir keresinde Nergis teyze işteydi. Gelmesine yakın menemen yapmıştık. Fakat ekmek olmadığını fark edince hışımla Göktuğ almaya gitmişti. O sırada şeytan mı dürttü nedir kendimi Nergis’in yatak odasında buldum. Çekmeceleri karıştırmaya başlamıştım. Komodinin en altında iç çamaşırları vardı. Hepsi aşırı düzenliydi, fakat hepsini alıp koklayasım vardı. Evet, fazla sapıkça biliyorum ama ergenim amına koyayım, ne bekliyorsunuz! Siyah, dantelli olanı elime aldım. Oracıkta seks hikayeleri olsaydı bu herhalde kimse yadırgamazdı. Gerçekten de götüne nazaran küçüktü, belki de kullanmadıkları buradaydı bilemiyorum. Tertemiz deterjan kokuyordu, oysa amının kokusunu içime çekmek isterdim. O sırada kapının zili çaldı, kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Hızlıca aldığım yere koyarak, çekmeceyi kapattım. Kalkan sikimi belli olmayacak kıvama getirip kapıya yöneldim. Gelen Nergis’ti. Hoş geldin teyze diyerek elindeki çantayı aldım. Ayağının biriden ayakkabısını çıkartmış, eşikten içeriye adımını atmıştı. Arkasını dönüp diğer ayakkabısını da çıkarttığında yine domalmış ve zaten yarı kalkık olan sikimi yeniden alevlendirmişti. Elim sikime gitmişti ama kendimi hızlıca toparladım. İçeriye girdi, nasılsın canım diyerek sarılıp yanağıma buseyi kondurdu. Biliyorum, samimi, anaç bir tavrı vardı ama sikim bedenine değince hepten azmıştım. İyiyim, Göktuğ’da ekmek almaya gitti, gelir birazdan dedim. ‘Haber verseydiniz, ben alırdım’ diyerek üzerindeki montu çıkarıp vestiyere astı. Oradan da odasına doğru yönelip, mis gibi menemen kokuyor dedi. O an ne menemen ne de başka bir şey, tek istediğim Nergis’in götüne yapışmak, amını yemekti. Tabi ki bunu yapamazdım, fakat yarım kalan fantezimi devam ettirebilirdim. Hem de bu sefer onu izleyerek… Odasının kapısını kapatmıştı. Tuvalet de yakınında olduğunda oraya doğru yaklaşmıştım. Telefonunun çaldığını duydum, hoparlöre vermişti ve Nergis’in sesi uzaktan geliyordu. Kendimi tutamayıp deliğe doğru yaklaştım ve içeriyi izlemeye başladım. Nergis yatağın başındaydı. Pantolonunu çoktan çıkartmış, yatağın üstünde duran eşofmanına yönlenmişti. Altında açık pembe, Mickey Mouse desenli külot vardı. Üzerinde ten rengi külotlu çorap vardı ama çok net belli oluyordu. Eşofmanını yanına almış, yatağa oturmuştu. Çorabını çıkarırken belirginleşen amından gözümü alamıyordum. Bir yandan da farkında olmadan sikimi okşadığımı fark ettim. Resmen asılmaya başlamıştım. Telefonda konuşmaya devam ediyordu ama ne ağzından çıkanları duyuyordum ne de karşı tarafın dediklerini. Ayağa kalktı ve sırtını kapıya dönerek eline eşofmanını aldı. Bacaklarından geçirirken yine hafif domalmış iyice büyüyen götünü resmen bana göstermişti. Ilık ılık baksırımın içini döle buladığımı fark etmiştim. Hemen geri çekildim ve zil sesiyle birlikte elimi sikimden çektim. Elim ufak evlatlarım vardı, hemen pantolonumun cebine sokarak temizledim. Pantolonumun fermuarını da kapatıp kapıyı açtım. Elinde ekmeklerle Göktuğ karşımda, ‘Annem geldi mi’ diyordu.
Tamamen Tek Kalan Nergis’in İhtiyaçları
Az önce anlattıklarımı sex hikaye okuyanlar dinlediğinde neler hisseti çok merak ediyorum ama ben anlatırken gözümde canlandırdım ve dimdik oldum. O günün arından çok vaki geçti. Yer yer fırsat kolladım ama hiçbir zaman aynı şeyleri tekrar edemedim. Sadece bir keresinde yine gidip iç çamaşırlarının olduğu çekmeceyi açıp içinden o gün giydiği Mickey Mouse desenli pembe külotunu alıp cebime attım. Hala merak ederim acaba anladı mı diye ama sanmıyorum ? Her gece olmasa da yatağımın altında sakladığım o külotla yer yer hayal alemine dalıp asılırdım. Neyse, Göktuğ arktık İstanbul’daydı ve Nergis evinde tek kalıyordu. Başlarda yalnızlık çekmesin bahanesiyle sık sık evine gidiyordum. Zaten beni çok sevdiğinden yadırgamıyor, evin bir anahtarının da bende kalmasını istiyordu. Evinde odasını toplamayan ben bazen gidip ona yemek yapardım. Özellikle telefonda konuştuysak ve yorgunum dediyse mutlaka yapardım ve sürprizim karşısında beni öpücüklere boğup dimdik ederdi. Teknolojiyle arası da iyi olmadığından tuşlu telefon kullanırdı. Haliyle annesini görmek isteyen Göktuğ da beni evine gönderir, görüntülü görüşmeyi telefonumdan başlatırdık. Evine alışveriş yapılacaksa da keza gidip ben yapar, market alışverişiyle, faturalarıyla onu uğraştırmazdım.
Benim ailem de severdi Nergis teyzeyi, hatta onlara destek oluyorum diye beni de takdir ederlerdi. O yüzden sürekli onların yanında olmama ses etmez, güvende olduğumu bildiklerinden de rahat ederlerdi. Neticede dışarıda akranlarımla serserilik de yapabilirdim. Hem ufak kardeşim de olduğundan evde ders çalışmak zulüm oluyordu. Sırf bu sebeple bile sessiz sakin diye Göktuğların evine gidebiliyordum. Tabi bu evde tek kalınca da rahat durmuyor, kirli sepetini filan kurcalayıp Nergis’in külotlarını, sutyenini elime alıyordum. Kaç defa bunlarla asıldım, kokusunu içime çektim bilemiyorum. Hiç kimse farkında değildi ama ağır sapık olduğumu ister istemez ben de düşünmeye başlamıştım. Hatta bunlardan rahatsızlık duyup kendimi durdurmuş, birkaç hafta pek uğramamıştım yanına.
Nergis: Akşama Film Ayarla da Beraber İzleyelim
Tam olarak bütün bunların bir ensest hikayeler dönüşmesine sebebiyet veren an buydu. İki hafta boyunca yanına gitmediğimden beni özlemiş olmalıydı. Niye gelmiyorsun, evde bir sorun filan mı var, iyi misin diye sorguluyordu. Biraz da onu çözmek için olsa gerek akşama film ayarla da beraber izleyelim demişti. Kıramamıştım onu, daha doğrusu en çok da ben özlemiş, görmeyince hafif agresif biri olmuştum. Yani sapıklık dürtülerimi engelleyeceğim derken çekilmez biri olmuştum. 19 yaşındaydım ve kız arkadaşım yoktu. Resmen yokluk beynime vurmuştu.
Bilgisayarımdan güzel bir romantik ve dram karşımı film indirdim. İtiraf etmek gerekirse özenle seçmiştim. Çok fazla olmasa da aralarında epeyce cesur, açık seks sahneleri vardı. O sırada tepkisini görmek istiyordum. İlk defa beraber film izlemeyecektik, Göktuğ varken sık sık yapardık. Ondan sonra da bir iki kere beraber izlemiştik ama ya aksiyondu ya da sonuna kadar komedi. Normalde böyle film seçmeyeceğimi de büyük ihtimal tahmin ederdi. Neyse… İşten gelme saatini bildiğimden daha erken gitmiştim evine. Makarna yanına da güzel bir salata yaptım. Beraberce yemeğimizi yiyip, sohbet edince onu ne kadar özlediğimi tekrar ve tekrar hatırlamış oldum. Keza böyle iyi göründüğümü görünce o da neşelenmiş, her ne kadar niye gelmedin diye sorgulasa da makul cevaplar vermemiştim. Üzerini değiştirmeye filan gittiğinde de sapık gibi peşinden gitmemiş, onu izlememiştim. Yine kendimi tutmaya çalışıyordum anlayacağınız.
Dolabında yediye yakın kırmızı tuborg vardı. Öyle sürekli içen biri değildi. Hatta çok nadir tüketirdi. Ben yokken almıştı, en son geldiğimde yoktu çünkü. Flash belleği televizyona taktım. Işığı kapatacaktım ki üçlü koltuğa uzanmış, ayaklarını sehpaya uzatmış Nergis, dolapta bira vardı, getir de içeyim bir tane canım çekti dedi. Olur deyip mutfağa yöneldiğimde bir ses daha duydum; ‘istiyorsan sen de bir tane iç’ demişti. Daha önce hiç birlikte içmemiştik. Keza oğluyla da hiç böyle bir şey yapmamıştı. Böylesi bir teklife hayır diyecek değildim. Bir yerine iki bira kapıp, aldığım cipslerle yanına oturdum. Işıkları da kapatmış, elimdeki kumandayla play tuşuna basmıştım. Ne filmi diye sordu. Dram diyerek romantiklik kısmını dile getirmedim. Çok güzel yorumları vardı, fragmanına bile bakamdan indirdim dedim. Salak değildi, büyük ihtimal yememişti ? Filmin aklı aklımda bile değildi ama ensest hikayeler deyip buraya gelmiş insanlar muhakkak böylesi bir filmi izlemiştir.
Sevişme Sahnelerinde Nergis Dudaklarını Isırıyordu
Filmin başlangıcından kısa bir süre sonra ilk seks sahnesi oynamaya başlamıştı. Nergis sadece birasını içiyor, cipse elini bile atmadan pür dikkat izliyordu. Gördükleri onu kesinlikle etkilemiş, hoşuna gitmişti. O sırada niye böyle bir film açtığımı muhakkak sorgulamıyordu. Hatta bazen kendini kaybedip dudaklarını ısırdığını da görebiliyordum. Biraları tazeleyeme kalkıp geldiğinde bu sefer daha da yakınına oturdum. Aramızda duran cips tabağını kaldırıp göbeğimin biraz altına, sikime yakın bir mesafeye koydum. Kollarımız temas ediyor ve bu beni biraz daha tahrik ediyordu. Zaten sahneden dolayı dimdik olmuştum ama asıl beni azdıran Nergis teyzenin ta kendisiydi. Seks sahnesi bitmiş, çift sohbet ediyordu. Bense ağzıma cips atmış, yeni açtığım birayı içmeye başlamıştım. Sen de cips yesene dediğimde elini uzatmış fakat tabak yerine elini sikime atmıştı. İlk önce anlayamamış, biraz sola doğru elini kaydırmıştı. Sikim o kadar sertleşmişti ki anlamıştı şu anda elinin gezindiği yerin sikim olduğunu.
- Oha! Bu ne lan dimdik olmuşsun diyerek gülüyordu.
- İyi hoş film de porno gibi ne yapayım. Bir sahne daha görürsem herhalde patlayacağım diyerek aynı gülüşü ben de attım.
Nergis farkında mıydı değil miydi bilmiyorum ama elini amına doğru götürmüş, diğer elini de sikimden çekip cipse götürmüştü. Bu sırada sikime odaklandığını da fark edebiliyordum. Cips tabağını yanıma koyup vallahi acıdı ya, pantolonu bari çıkarayım dedim. Ayaklanmadan oturduğum yerde kemerimi çözüp pantolonu sıyırdım. Gerçekten de aşırı sıkışmıştı. Pantolonu çekmemle birlikte resmen Eyfel Kulesi gibi dimdik duruyordu. Fakat bunu düşünen sadece ben değildim, gülerek ‘Eyfel Kulesi mübarek’ diyerek gülmeye devam etti. ‘Yok be abartma, adama baksana benim ki yanında olsa olsa kulecik olur’ demiştim. Gülmeyi bırakmıştı, ‘haksızlık etme bence kendine’ diyerek elini sikime doğru yaklaştırdı. ‘Baksırını çıkartsana bakayım’ dediğinde zaten çok hızlı atan kalbim iyice çıkacak seviyeye geldi. Aile içi seks hikayeleri oluşumunda büyük katkısı olan bu söylem karşısında elbette hemen aşağıya sıyırmıştım. O kadar sertti ki eline alıp oynama başlattığında boşalacak filan olduğumu sandım. ‘Büyüklüğünden ziyade işlevi önemli’ diyordu. O sırada ne yapmam gerektiğini inanın bilmiyordum. Gel beni sik daveti miydi yoksa gereğinden fazla samimi anlar mıydı anlamamıştım. Vites gibi bir oraya bir buraya çekiştirmeye devam etti, ‘biraz daha ellersen diğer seks sahnesine kalmadan şimdi patlayacağım’ derken buldum kendimi. Gülmüyordu, konuşmuyordu. O sırada gözlerim amına ve onu eşofmanının üzerinden okşayan eline ilişti. Meğer eli sikimdeyken kendini de okşuyor, parmak atıyormuş. Onu da gördükten sonra tavana kadar da olmasa epeyce fışkırarak boşaldım. Elini çekmedi, okşamaya devam etti. Dudaklarını ısırıyor, kendini hızlanarak parmaklamaya devam ediyordu. Evet, hareket edecek kadar enerjim bile kalmamıştı ama yıllardır fantezisini kurduğum anı böyle bitiremezdim. Ayak bileklerimde olan baksırı çıkarıp attım. Nergis’in ayaklarını sehpanın üzerinden indirip atındaki eşofmanla birlikte külotunu çıkarttım. Nergis’in de kalbinin atışı iyice hızlanmıştı, duyabiliyordum. Nefes nefese bana bakıyor, gözleri sik diyordu ama ağzından çıkartmaya cesaret edemiyordu. Ortaya çıkmış hafif yıpranmış da olsa hala tatlı duran amına iliştim. Bacaklarını omzuma alıp kafamı amına gömdüm. Ben yaladıkça saçlarımı çekiyor, kafama bastırıyordu. Kesinlikle durmamı filan istemiyordu. Amını yalarken elimi de bluzunun üstünden memelerine atmıştım. O da karşılıksız kalmayıp üstündekini, sutyenini çıkartmıştı. Sonunda o büyük memelerini de çıplak ellerimle ulaşabiliyordum. Bacakları titremeye başlamıştı, gerçekten orgazm seviyesine gelmişti ama o yarağımı içine sokmadan boşaltmaya hiç niyetim yoktu. O yüzden mis kokulu amından ağzımı, yüzümü çekip dudaklarına doğru çıktım. Yeniden sertleşmeyi başaran sikimi yavaşça genişleyen ensest hikayeler amına yerleştirdim. Her sokuşumda kendinden geçiyor gibiydi, hızlandım, hızlandıkça da zevke getirdim. Mutluluğu yüzünün her halinden belli oluyordu. Durmadan hızlanarak devam ettik. Bacaklarının hakimiyetini kaybetmiş çılgınca ohh çekerek orgazm olmuştu. Daha yeni boşalmış olan sikimin ise daha vakti vardı. Durmadım ve çoğalan inlemelerinin üzerine ikinci orgazmını da yaşarken içine boşaldım. O kadar güzeldi ki içimde tek bir sıvı kalmayana kadar amından sikimi çıkartmadım. Dudaklarını öptüm, boynunu öptüm ve soluk soluğa kalmış şekilde yanı başına uzandım. Hala konuşmuyorduk, ne diyeceğimi bilmiyorduk. Fakat ben Göktuğ’a verdim sözü tutmuş, ihtiyaçlarını karşılamıştım. Arkadaşımın dul kalmış annesini mutlu ettim, bundan daha güzel başka ne olabilir!